Hasan BARIN-ZAFERLE KAZANILMIŞ MAĞLUBİYETLER!

Dünya
2-06-2022, 11:44 180


ZAFERLE KAZANILMIŞ MAĞLUBİYETLER!

Anlamlı ve dipnot düşülebilecek sözdür: "Tarih kazananları yazar"
Gerçekten de öyledir. Tarihte kaybedenler, kazananların zaferini süslemek için vardır, ancak kazananların zaferini süsleyebildiği kadarıyla yer alır.

Ortada zafer varsa kazanmak için her türlü hile, yalan mübahtır mantığını da yapıştırdım mı, mübah olmayanlar görülmez, dile gelmez bile.
Hangi zaferin derinliğine bakarsanız bakın; her kazanılan zaferin arkasında, altında kaldığından görülmeyen, görülmek istenmeyen dolu kaybedim vardır.
Bazı zaferlerde ise kaybedimler ne kadar saklansa da kabak gibi ortadadır.
Buna en güzel örnek Pyrrhus (Pirus) Zaferi'dir.
Kısaca anlatayım:
Pirus zaferi, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan, kazanılan zaferin verilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmesini ifade eden zaferdir. MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder.
Sonunda Pirus, savaşı kazanır; ancak o zamanlarin en güclü silahlarindan sayılan, bugünün tankı 50 filin desteklediği ordusunun tamamını kaybeder. Savaşı kazanmıştır, ama yanında koskoca 25.000 kişilik ordudan üç beş sefilden fazlası kalmamıştır. Pirus’un bu zaferin ardından: “Tanrım, bir daha böyle bir zafer verme” dediği rivayet edilir. Pirus Zaferi aslında yenilmeye mahkûm galibiyetleri anlatmak için kullanılır. Bu olaya atfen, benzer şekilde kazanılan savaşlara Pirus zaferi denir.
nedenle,haddinden fazla kayıba yol açan zaferlere '' pyrrhus zaferi '' denir.
Pirus'a ne mi oldu?
Bütün yarım adanın lideri olmayı hayal ederken daha fazla dayanamadı ve yarım adanın güneyini de Romalılara bırakarak kalan az sayıda askeriyle Epir’e geri dönen Pirus, MÖ 272’de Argos’ta bir sokak kavgasında bir kadının kafasına attığı taşla ölür.
Tarih, kaybedilen zaferin yanında, koskoca komutanın traji-komik ölümünü de yazar.

Bu örnek savaş ta; gerçek hayatta bu tür insanlar yok mu?
Egoları silah edinen, gerçeklerden uzak, kazanmak için her türlü yalanı, çarpıtmayı demogojiyi, sömürüyü, ayak oyununu mübah bulan, kılcaldamarlarına kadar kazanmaya güdümlü insanlar yok mu?
Fazlasıyla Var!

Bu iki adım sonrasindaki olabilecekleri hesap edemeyen insanlar; zaferlerine, kaybettiklerinin farkına varmadan kaybede kaybede ulaşır;
kaybettiklerini ise, zaferin tozu dumanı dağılınca farkederler.
Geride ise; kaybedimler arasında zafer denilen koskoca bir yıkıntı. Yıllar geçtikçe, zafer de silinir, sadece yıkıntı kalır.
Peki mantıklı olarak geri adım atmak yenilgi midir?
Kesinlikle değil!
Mekke'yi fethedilmesinin sebebi, Uhud Savaşında geri çekilip orduyu yok olmasını engellemek değil midir?
Kuruluş Savaşı'nda Sakarya Savaşı sonucu Büyük Taaruz'u kazanıp, düşmanı denize dökmemizin sebebi, Kütahya-eskişehir Muharebelerinden sonra Sakarya yakınlarına kadar geri çekilmek değil midir?
Tarih sadece başarıları mı yazar?

Peki zaferleri hazırlayan geri çekilmeleri ne yapacağız?
Alın size geri çekilme sonucunda Mekke'nin fethi; alın size Büyük Taaruz Zaferi.
Tercih bizim;
Kaybedimleri bol olan Pyruss Zaferi'mi; mantıkla davranılarak ilerde büyük zaferlere zaman kazandıran, kazanımları uzun vadeli olan, Uhud Savaşı, Eskişehir Kütahya Muharebeleri'nde olduğu gibi, ilerde büyük zaferlere gebe, mantıklı ve gerçekçi davranılarak yapılan geri çekilme mi?
Tercih sizin.
Kendi hayatınıza siz uyarlayın.

Sağlık, huzur, saygıyla kalın!